Turgut Uyar Kimdir?
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjqHRsE56LwwE0FRlljQvO9rYz26NsWyu8fs2X5qJyIYvAvkRxfDgWKBdE0RJUdXc14pJtbZQskhzYY9PP0lcmpXq4yWO_6oB7hf6I-9eMPo4lUvwiyKMWlYQy1E8ALDSlmsgHEdTXHNHGG/s320/4007_turgut_uyar.jpg)
“Hüzünlü bir çocuktum. Nedense hep ağlamaya hazır. Ağabeyim bana sataştıkça annem “Yapma oğlum derdi ona; o içli bir çocuk””..
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRvPfJIoi2InKYVc2GS5Yjj1eFgmbe46dhxMqUlMutYogEzPXFakbIpIYnu9BGFineCpryIxeq3ikyhgn9cjdjz_Js9CfyW7KxJ6T9PgDCzfFqqtOgzmFnAVHyAOB45Z5R4qA5EZgkGksV/s320/4007_turgut-uyar-sozleri-5-300x216.jpg)
Turgut Uyar, İstanbul yaşamı öncesinde, henüz öğrencilik yıllarında bir evlilik yapar. Öğrenciliğinin son yıllarında yaptığı bu evlilikten, Uyarın üç çocuğu olur. Ancak ilk eşi Yezdan Şener ile olan evliliği boşanma ile sonuçlanır. Daha sonra şair Ankarada öykü yazarı Tomris Uyar ile tanışır ve evlenirler.
Alkol tüketimi neticesinde siroz hastalığına yakalanan Turgut Uyar, ömrünün son dönemlerinde büyük sıkıntılar çeker. Şiirin en önemli adamlarında biri olan Turgut Uyar, 22 Ağustos 1985 tarihinde son günlerine de geçirdiği evinde yaşama veda eder.
Alkol tüketimi neticesinde siroz hastalığına yakalanan Turgut Uyar, ömrünün son dönemlerinde büyük sıkıntılar çeker. Şiirin en önemli adamlarında biri olan Turgut Uyar, 22 Ağustos 1985 tarihinde son günlerine de geçirdiği evinde yaşama veda eder.
Yazın Hayatı ve Şiir Özellikleri
Turgut Uyarın sanat fitilini alevlendiren olay müziktir. İçine doğduğu aile, müzik duyarlılığı olan ve çeşitli enstrümanlar çalan bir ailedir. Evde ud, keman ve saz eşliğinde sanatsal bir kulak ile büyüyen Turgut Uyarın şiir alt yapısında kuşkusuz bu ortamın etkisi vardır. Henüz, çocukluk yıllarında şiir yazan Turgut Uyar, şiire nasıl başladığını şu şekilde kaleme almıştır;
Turgut Uyarın sanat fitilini alevlendiren olay müziktir. İçine doğduğu aile, müzik duyarlılığı olan ve çeşitli enstrümanlar çalan bir ailedir. Evde ud, keman ve saz eşliğinde sanatsal bir kulak ile büyüyen Turgut Uyarın şiir alt yapısında kuşkusuz bu ortamın etkisi vardır. Henüz, çocukluk yıllarında şiir yazan Turgut Uyar, şiire nasıl başladığını şu şekilde kaleme almıştır;
“Daha ilkokulda vezin ve kafiyeden haberim olmadığı çağlarda manzumeler yazardım. Sonra ortaokul ve lise devresinde boyuna yazdım. Günde üç beş şiir, haftada on beş, günde bir roman yazıyordum. Ama ne şiirler ve romanlar. Liseyi bitireceğim yıl, Hayyam, Nedim, Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Hamit ve Haşim kıskıvrak tutmuşlardı. Taklit ettiğimi bile bile onlara özenerek, bildiğim ve becerdiğim kadar terkipli filan gazeller mazeller yazardım. Hatta Makbere Mezar adıyla bir nazire bile yazmıştım. ”
Turgut Uyar, şiire bu şekilde gayet sağlam kalemleri okuyarak başlamış ve devamında o günün bilindik isimlerini de okuyarak kendisine özgü bir şiir üslubu oluşturmuştur. Divan şiirini bir kenara itmek yerine onu okuyarak kendisine birçok şey kazandırmıştır.
Şair, ilk olarak “Yâd” adlı şiirini, o zamanların en önemli dergilerinden biri olan ve birçok şairin adını duyurduğu “Yedigün” dergisinde yayımlar. 1948 yılında ise Uyar edebiyatımızın en sağlam kalemlerinden biri olan Nurullah Ataçın ısrar ve çabaları ile “Kaynak” adlı derginin açtığı yarışmaya katılır ve “Arz-ı Hal” şiiri yarışmayı kazanır.
Kendi şiirini kendi çabaları ile oluşturan Turgut Uyarın şiirinde birçok şairi ve onların şiir
Kendi şiirini kendi çabaları ile oluşturan Turgut Uyarın şiirinde birçok şairi ve onların şiir
Hiç yorum yok: